Yunanistan Türk toprağı olan Zürafa Adası’nın ilhak edildiğini öne sürerek yeni bir provokasyona imza attı. Türkiye ise bölgede S-400 testi yapacağını bildirdi. Emekli Tümamiral Cihat Yaycı yaşanan sıcak gelişmeleri Haber7’ye değerlendirdi.
HABER7
Yunan medyası, “Ankara’dan olağanüstü bir meydan okuma: Türkiye, stratejik öneme sahip bir Yunan adacığını ilhak etti!” başlıklı haberiyle Türk toprağı olan ada üzerinde hak iddia ederek yeni bir provokasyona imza attı.
Söz konusu haberde; Türkiye’nin Adalar Denizi’nde stratejik öneme sahip Zürafa Adası’nın bulunduğu bölgede 30 Ekim ve 2 Kasım tarihleri arasında S-400 füzelerinin operasyonel testini gerçekleştireceği belirtildi.
‘ADAMIZ İLHAK EDİLİYOR’ YALANI
Bunun ‘Ege’nin Kuzeyindeki bir Yunan adasının ele geçirildiği/ilhak edildiği ve bu adanın yasa dışı olarak Türk egemenlik/bölgesine dahil edildiğine ilişkin Türkiye’nin ilk resmi uluslararası duyurusu’ olduğu iddia edildi.
Yaşanalar üzerine Yunan hükümetinin “Türk tatbikat alanı egemenliğimizi işgal ediyor” diyerek uluslararası bir duyuruda bulunduğu ifade edildi.
TÜRKİYE’DEN JET HIZIYLA TEPKİ
Türkiye’nin tepkisi ise yıldırım hızıyla gerçekleşti ve A7847/23 numaralı Türk uluslararası duyurusu ile tüm tatbikat alanının kesinlikle Türkiye’nin münhasır egemenlik haklarına sahip olduğu İstanbul FIR sınırları içinde olduğunu ve Yunanistan’ın iddia ettiği Zürafa’daki “Yunan egemenliğinin” bir işgal olduğu, adacığın Türk toprağı olduğunu ve bu nedenle tatbikatın gerçekleşeceğini belirtti.
CİHAT YAYCI HABER7’YE KONUŞTU: ZÜRAFA ADASI TÜRK TOPRAĞIDIR
Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Ege’de suları ısındıran bu gelişmeleri Haber7’den Elif Karahan Şimşek’e değerlendirdi.
Zürafa Adası’nın bir kaya parçasından öte, 6 millik karasuyuna sahip bir vatan toprağı olduğunu belirten Yaycı, “Zürafa Adası Lozan Antlaşması’nın 6,12,13.14 ve15’inci maddeleri kapsamında egemenliği anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmeyen 176 ada, adacık, kayalıklar arasındaki adalardan biridir.Yunanistan’a devredilen adalar anlaşmalarla belirlenmiş ve ismen sayılmış adalardır. Diğer tüm ada, adacık ve kayalıklar Osmanlı Devleti’nden Türkiye’ye geçmiştir. Zürafa Adası tamamen Türkiye’ye ait bir adadır.” dedi.
LOZAN’IN 16. MADDESİNİ HATIRLATTI
Yunanistan’ın diğer 175 ada gibi bu adayı da sahiplenmeye çalıştığını söyleyen Yaycı, “Lozan Antlaşması’nın 16. maddesi özetle ‘Türkiye tüm adalar üzerindeki haklarından vazgeçmiş değildir’ demektedir. Lozan’ın 16. maddesi niteliği itibariyle toplam feragata zaten elverişli değil. Yani Türkiye’nin 3 mili dışındaki tüm adalardan vazgeçtiği, Yunanistan lehine feragat ettiği gibi bir yorum asla doğru değildir. Bunu Türkiye’de yapanlar da Yunan ağzıyla yapmaktadırlar.” ifadelerini kullandı.
“YUNANİSTAN TÜRK EGEMENLİĞİNİ GASP ETMEYE ÇALIŞIYOR”
Lozan Antlaşmasında Yunanistan’a devredilen adaların isminin belirtildiğini ifade eden Yaycı, “Bunun dışında kalan adalarda Türk egemenliği tanınmıştır ve bu adalar üzerinde Türk egemenliği devam etmektedir. Yunanistan bunları gasp etmeye çalışmaktadır.” sözleriyle Lozan’ın 16 maddesinin toptan feragat olarak yorumlanamayacağının altını çizdi.
Yaycı, Türkiye’nin ‘Zürafa Adası Türk toprağıdır’ şeklindeki tavrını önemli bulduğunu belirterek, “Bugüne kadar ben be benim gibi deniz hukukuyla uğraşan insanların bugüne kadar ifade ettikleri hususun artık kabul görmeye başlamasından son derece mutluyum.” dedi.
“YUNANİSTAN BÖLGEDEKİ KARIŞIKLIKTAN FAYDALANARAK TÜRKİYE’NİN BAŞINI BELAYA SOKABİLİR”
Özellikle son dönemde Yunanistan’ın bir Amerikan üssü şekline dönüşmesi, Gazze’deki olaylar bahane edilerek ABD’nin Orta Doğu’ya el koymaya kalkması ve Gazze’deki soykırımın durdurulmasına yönelik tüm karar tasarılarına Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) çekimser oy verdiğini anımsatan Yaycı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu karışık konjonktürden istifade ile Yunanistan’ın her an bir oldubitti ile Türkiye’nin başını belaya sokmaya kalkacağı endişesini taşıdığımı epeydir ifade ediyorum. Ya Yunanistan bundan istifade ederek karasularını artırmaya kalkar ya da bir çılgınlık yaparak ABD ve Avrupa Birliği’ni arkasına alarak Türkiye’ye herhangi bir şekilde egemenlik haklarını ihlal edici davranışlarda bulunabilir. Bu durumda ne yapacağımızı iyi düşünmemiz gerekir.”
“S-400’LER BİR AN ÖNCE AKTİF HALE GETİRİLMELİ”
Özellikle Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adaları silahlandırma çabaları karşısında bir an önce, bir baskın şeklinde Yunanistan ve müttefiklerinin desteklediği taarruza maruz kalmamak için S-400’ler bir an önce Trakya ve Batı Anadolu’da aktif hale getirilmesi gerektiği görüşünü ifade eden Yaycı, açıklamasını şu sözlerle noktaladı:
“Resmi bir bilgim olmamakla birlikte S-400’lerin aktive edilmesini son derece yerinde ve zamanında buluyorum. Son derece önemlidir. Böyle bir karar alınmışsa Milli Savunma Bakanlığımızı canıgönülden tebrik ediyorum. Dışişleri Bakanlığımızı da Zürafa Adası hakkında yaptığı söylenen açıklamayı yapmış ise eğer onları da canıgönülden tebrik ediyorum. Bunlar Türk dış politikasında son dönemde yaşanan çok önemli olumlu gelişmelerdir. Bu iki açıklamadan Yunanistan’ın son derece rahatsız olması bile ne kadar iyi işler yapıldığının göstergesidir. TSK’nın ve Türk dış politikasının gücünü ve kararlılığını ortaya koymaktadır.”