Uyku apnesi olan kişilerin ehliyet alamayacağı iddia edilmişti. KBB Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Özgür, bu rahatsızlığı olan kişilerin izlemesi gereken yolu Haber7’ye anlattı.
Haber7 – ÖZEL
Geçtiğimiz günlerde uyku apnesi teşhisi koyulan kişilerin ehliyet alamayacağı iddialarının ardından uyku apnesi olan ve sürücü belgesi almak isteyenler için Biruni Üniversite Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Özgür bilgilendirmede bulundu.
Uyku apnesinin aslında bir hastalıklar bütünü diyebileceğimiz bir durum olduğundan bahseden Prof. Dr. Abdulkadir Özgür, “Uyku apnesinin kişinin uyku esnasında solunumunun kesilmesi ya da yüzeyleşmesi sonucunda kandaki oksijen seviyesinin düşmesiyle oluşan bir hastalıktır” sözleriyle uyku apnesinin ne olduğunu açıkladı.
Uyku apnesi için teşhis sürecinde polisomnografi dediğimiz testin yapılması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Abdulkadir Özgür, uyku apnesi olan kişilerin araç kullanımında yaşayabileceği sorunlardan bahsederken uyku apnesinin basit bir nefes kesilmesi hastalığı olmadığını ve sistematik bir hastalık olduğunu aktardı. Bu hastalarda oksijen seviyesi belli bir noktanın altına kadar düştüğü için uyku kalitesinde ciddi bir azalma olduğunu ve bu hastalarda gündüz uyuklaması görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Özgür, “Bu nedenle bu hastaların ciddi bir şekilde araştırılıp hastalık şiddetine ve gündüz uyuklamasına göre ehliyet alınıp alınamayacağına karar verilmesi lazım.” ifadelerine yer verdi.
ASIL AMAÇ GÜNDÜZ UYKULARINI ENGELLEMEK
Prof. Dr. Abdulkadir Özgür, uyku apnesinin tedavi sürecinde asıl amacın gündüz uyuklamasının önüne geçmek olduğunu belirterek “Hafif ve orta dereceli olan hastalarda eğer gündüz uyuklaması yoksa biz bunları tedavi olmuş olarak kabul ediyoruz. Ama ağır apnesi olanlarda zaten büyük oranda gündüz uyuklaması eşlik ettiğinden dolayı bunların mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor.” söylemlerine yer verdi.
Uyku apnesinin genel tedavisinde cerrahi tedavi ya da basınçlı oksijen tedavisi uygulanabildiğine değinen Prof. Dr. Özgür, “Basınçlı oksijen tedavisi dediğimiz uygulama, gece hasta uyurken belli bir basınçla oksijen vererek hastanın kandaki oksijen seviyesinin düşmesini engelliyoruz. Böylelikle hastanın dokularındaki beslenme bozukluğunun ortaya çıkmasın engelliyoruz ve uyku kalitesini artırıyoruz. Buna bağlı olarak da gündüz uykuları azalmış oluyor.” açıklamasında bulundu.
Özellikle ağır apnesi olanlardaki en önemli tedavi noktasının bu olduğuna değinen Prof. Dr. Abdulkadir Özgür, “Basınçlı oksijen tedavisiyle gündüz uykularını engelleyebiliyorsak bu hastalar zaten ehliyet alabiliyor. Buradaki tedavideki en önemli amacımız gündüz uykularını engellemek.” sözlerine yer verdi.
BAŞKA HASTALIKLARI TETİKLEYEBİLİR
Ehliyet için uyku apnesi olanların tedavi olmasının gerekli olup olmadığına yönelik soruya Prof. Dr. Abdulkadir Özgür, aslında 5-6 yıldır olan bir uygulama olduğunu, sadece uygulama aşamasında değişiklik olduğunu aktardı. Bu uygulamanın gerekli olduğuna değinerek sözlerine devam eden Prof. Dr. Özgür, yönetmeliğe göre şunları söyledi:
“Yönetmelik diyor ki hiçbir şikâyeti yoksa dahi hasta bize ehliyet için başvurduğunda, eğer beden kitle endeksi 33’ün üzerindeyse bu hastayı muhakkak polisomnografiye gönderiyoruz. Şikâyeti olsun, olmasın. Kandaki oksijen seviyesi ne kadar düşüyor, gerçekten uykuda dinlenebiliyor mu? Bizi asıl düşündüren gündüz uykusunun olması. Bu aslında yönetmelikte uzun zamandır var. Fakat uygulama noktasında, pratikte bazı eksiklikleri vardı. Son çıkan olaylar bunu biraz destekledi.”
Trafikte hem kişinin kendi açısından hem de toplum açısından güvenliğin sağlanması için uyku apnesinin tedavi gerektirdiğini aktaran Prof. Dr. Özgür, “Uyku apnesi birçok hastalığı tetikleyebilen bir hastalık. Bu hastaların uygun tanıyı almaları ve gerekiyorsa tedavilerin yapılması gerekiyor.” açıklamasıyla sözlerini tamamladı.