Altın ithalatına ilişkin konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Bir metali ülkede olmayan döviz kaynaklarıyla ithal edeceksiniz, bir köşede atıl olarak duracak. Bunun neresi vatandaşın menfaatine” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da Türkiye’nin ATM Merkezi-TAM projesinin lansmanında konuştu.
Bakan Şimşek, ekonomi programının geçiş dönemi içerdiğini belirterek, “Nihai amacımız sürdürülebilir yüksek büyüme. Biz verimlilik ekonomisi peşindeyiz, tasarruf istiyoruz”” dedi.
Bakan Şimşek, kamuda tasarruf tedbir paketinin açıklanacağı tarihi duyurdu. Şimşek, “Pazartesi günü tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız. Buna benzer yoğun şekilde yaptığımız çalışmalar var” ifadelerini kullandı.
“Cari açıkta kalıcı olarak yüzde 2,5’i hatta yüzde 2’nin altını bekliyoruz” diyen Mehmet Şimşek, “Altına yönelik kota uygulamasına gittik, çıkar çevreleri memnun değil, kusura bakmasınlar. Ülkede olmayan metali ithal edeceksiniz, bir köşede atıl olarak duracak” şeklinde konuştu.
Bakan Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar:
İç talep halen güçlü seyrediyor. Programımız dezenflasyona geçiş dönemini öngörüyor. İç talep bir miktar yumuşayacak, net ihracatın katkısı politikalar ve ana ticaret ortaklarımızdaki toparlanmayla birlikte iyileşecek. Ana pazarımız AB, Orta Doğu, Kuzey Afrika gibi bölgeler. Amaç enflasyonu tek haneye indirmek. Kur sübvansiyonu, faiz sübvansiyonuyla bir yere varamayız. Geçmişte arzuladığımız sonuçları alamadık. Tüm sektörlerin durumunu hassasiyetle takip edip elimizden gelen desteği sağlayacağız. Tüm sektörler bizim için çok değerlidir. Kamu bankaları örnek oluyor. ATM ortak havuzu kuruyorlar, böylece verimliliği artırıyorlar. Tüm sektörlerde bu anlayışla hareket etmek lazım. Verimliliği artıracağız, yenilikçilik peşinde koşacağız. Dünyada pazar payı kapmanın başka yolu yok.
Bizim büyümemiz kompozisyondaki iyileşme çok net şekilde çalışıyor. Bu sürdürülebilir büyümeye yönelik önemli bir çıkıştır. Cari açık geçen sene Mayıs ayı itibarıyla yıllık cari açık 60 milyar doların üzerindeydi. 32 milyar doların altına düştük, Şubat ayı itibarıyla. 30 milyar doların altına cari açık düşmüştür. Cari açığı milli gelirin yüzde 2,5 altına çekmeyi hedefliyoruz. Eğer Türkiye’de cari açık milli gelire oranla yüzde 2’nin altına düşerse Türkiye’nin dış borcunun milli gelire göre oranı düşüyor.
“ALTIN KOTASINDA ÇIKAR ÇEVRELERİ MEMNUN DEĞİL, KUSURA BAKMASINLAR”
Cari açığın kalıcı şekilde yüzde 2.5’in altına düşürülmesi için yeşil, dijital dönüşüm, yeni sanayi politikası uygulamaya koyuyoruz. Bunun birçok bileşeni var. STB’nin çok güzel girişimleri var. Sanayiyi sadece piyasalara bırakamayız. Sanayide dönüşümü kamunun rehberliğinde biraz iteklemesiyle hızlandıracağız. Dolayısıyla cari açıkta kalıcı olarak yüzde 2,5’i hatta yüzde 2’nin altını bekliyoruz. Altına yönelik kota uygulamasına gittik, çıkar çevreleri memnun değil, kusura bakmasınlar. Ülkede olmayan metali ithal edeceksiniz, bir köşede atıl olarak duracak. Vatandaşın tercihine saygılıyım. Ülkemizin menfaatine kaynaklarımızı yatırıma, üretime, istihdama ve nihai olarak ihracata dönüştüreceğiz. Bu Cumhurbaşkanımızın vizyonu. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız. Bankaların fiyatlamasına karışmak istemiyoruz. Kamunun kaynakları kıttır, tercih yapmak zorundasınız.
“VERİMLİLİK EKONOMİSİ PEŞİNDEYİZ”
Bankalara söyledim. Biz yatırımı, istihdamı, üretimi ve özellikle de ihracatı önceliklendireceğiz. Verimlilik ekonomisi peşindeyiz. Tasarruf yaptığınız ölçüde yatırım yapabiliyorsunuz ya da dışarıdan borçlanıyorsunuz. Biz isteriz ki tasarrufları yatırımları artıralım, doğru alanlara bunları kanalize edelim. Cari açık 60 milyar dolardan 30’un altına düşmesi muhtemelse bu programın çok iyi çalıştığını gösteriyor.
Finansmana erişimde şu anda sorun yok. Türk bankaları ve şirketleri küresel finansmana erişimde giderek çok daha iyi bir noktaya geldi. Geçen senenin ilk 5 ayında bankaların dış borç çevirme oranı yüzde 96’ydı. Bankalar 100 dolar borç ödüyordu, 96 dolar bulabiliyordu. Bugün 100 dolar borç ödediğinde 148 dolar bulabiliyor.
Finansmana erişim artmıştır. Uluslararası bankalarda Türkiye’nin konumu çok güçlüdür, bölgemizde bir numarayız, dünyada da ilk üçteyiz. Kredi derecelendirme kuruluşları da bu gelişmeleri fark ettiler, gecikmeli de olsa, notumuzu artırıyorlar, hepsinin görünümü pozitif. Bu program devam etsin, biz notu artıracağız demek.
“CDS 2020 YILINDAN BU YANA EN DÜŞÜK DÜZEYDE”
Türkiye’nin risk primi bugün 300 baz puanın altında. 2020 yılının başından bu yana en düşük düzey. Dışarıdan kaynak bulduğunuzda benzer vadedeki ABD hazine kağıtlarının maliyeti üzerine genelde bunu koyarlar. Finansman maliyetimiz azalıyor.
Vatandaş enflasyon yüksek diyebilir. Mayıs ayı enflasyonu son 12 ayın enflasyonudur. Nisan ayı enflasyonu son 12 ayda gerçekleşen enflasyondur. Ülkemizde çok büyük bir deprem felaketi yaşandı. Bunun sektörel olarak fiyat baskısı var, bütçe açığı üzerinden fiyat baskısı var. Tedbir almasaydık yüzde 10’a doğru gidiyordu.
“VERGİLERDE ARTIŞ OLMAYACAK”
Tedbirlerin bir kısmı enflasyonist. Ne yaptık, bazı vergileri artırdık, KDV’yi artırdık, bu sene artıracak mıyız, hayır. Bu Temmuz Ağustos’ta sistemden çıkınca enflasyon aşağı gelecek. Bu işi yapanlar az biraz okumuşlar bilirler ki, para politikası etkileri gecikmeyle etkili olur.
“TASARRUF VERİMLİLİK PAKETİNİ AÇIKLAYACAĞIZ”
Pazartesi günü tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız. Buna benzer yoğun şekilde yaptığımız çalışmalar var. Çalışmalarımızı aralıksız devam ettireceğiz. Program çalışıyor ve çalışmaya devam edecek.
“MERKEZ BANKASI’NDA EKİP ÇOK GÜÇLÜ”
Enflasyonla ilgili dün Merkez Bankası geniş değerlendirmelerde bulundu, çok iyi iş çıkarıyorlar, ekip çok güçlü. Piyasada bu işi bilenlerin beklentisi önümüzdeki 12 ayda enflasyonun yüzde 35 civarına ineceği. Bu bizim öngörülerimizin üzerinde. Enflasyon düştükçe aşağı yönlü ivme kazandıkça hedef ve öngörüler arasındaki makasın kapanacağını düşünüyoruz. Türkiye’yi fiyat istikrarına kavuşturacağız. En büyük önceliğimiz vatandaşın bu hayat pahalılığı baskısını azaltmaktır. Enflasyonu tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Gelir, kurumlar, KDV’yle oynamayacağız dedik. Belli çevreler hala bu konuda spekülasyon üretmeye devam ediyorlar. Seçim arefesinde vatandaşı bu çevreler yanlış yönlendirdiler.
“FİNANSMAN BOL, ALMAK ZORUNDA KALIYORUZ”
Finansman o kadar bol ki, almak zorunda kalıyoruz. Buraya güven var. Uluslararası normlara dayalı politika seti var. İhracatçımızın yanındayız ve onlarla birlikte sorunları çözeceğiz, verimliliği artıracağız.
Yapısal dönüşüm zaman alıyor, sürekli iyileştirme gerekiyor. Öğlenden sonra yatırım programının iyileştirmeye yönelik toplantıya gideceğiz.
İlk defa büyük bir belirsizlikle karşı karşıyayız, yapay zeka. Yapay zeka önemli bir önümüzdeki dönemde gündem maddesi olacak. Sürekli insanımıza yatırım yapmamız lazım. Büyük devletler 3 kolon üzerinde yükselirler. Beşeri sermaye, altyapı, teknolojidir. Bu üç alanda başarıyı yakalayan ülkeler sürekli yükselmiştir. Onlarda rekabet sorunu olmaz, verimlilik sorunu olmaz, refah artışı kalıcıdır.