Azerbaycan dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Menendez’in istifası, F-16′ ve İsveç meselesi ile ilgili konuştu. F-16 meselesini Fidan’ın yakından takip ettiğini söyleyen Erdoğan durumun fırsata çevrileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Azerbaycan dönüşü aralarında ÜLKE TV Genel Yayın Yönetmeni ve Haber7 yazarı Hasan Öztürk’ün de bulunduğu gazetecilerle yaptığı söyleşide önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan ABD’li Senatör Bob Menendez’in istifası sonrası F-16 satışının Senato’ya sunulması ve onaylanması ilişkin soruya yanıt verdi.
HAKAN FİDAN BU SÜRECİ YAKINDAN TAKİP EDİYOR
Bizim, F-16’larla ilgili bu konuda en önemli sıkıntılarımızdan biri de ABD’li senatör Bob Menendez’in ülkemiz aleyhine faaliyetleriydi. Dolayısıyla, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan şu anda bu süreci yakından takip edecek. Zaten ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan üç-dört gün önce Amerika’da görüştüler. Bu görüşmeler hala devam ediyor. Ama şimdi bu durumu fırsata dönüştürüp kendisiyle tekrar görüşmekte fayda var. Bu sayede F-16 ile ilgili süreci de belki hızlandırma fırsatımız da olabilir.
MENENDEZ ZİHNİYETİNDEKİLER BİZE KARŞI ENGELLEYİCİ SİYASET YÜRÜTÜYOR
Sadece F-16 değil, diğer bütün konularda Menendez ve onun zihniyetindekiler bize karşı engelleyici faaliyet yürütüyor. Menendez’in devreden çıkması bize avantaj sağlıyor ancak F-16 meselesi sadece Menendez’e bağlı bir konu değil. Yönetilmesi gereken alanları Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan yürütecek. Bu konuda ABD’den artık net bir yanıt bekliyoruz. Temenni ediyoruz ki beklediğimiz olumlu neticeyi fazla uzamadan alırız. Bu konu dahi bizlere savunma sanayii noktasında kendi kendine yeten bir ülke olmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Daha önce İHA-SİHA noktasında da aynı durumdaydık. O zamanlar Predatör meselesi vardı. İhtiyacımız olduğu halde müttefikimizden alamamıştık. Ne yaptık, kendi İHA’larımızı ürettik. Durmadık SİHA yaptık, TİHA yaptık, Kızılelma yaptık, Hürkuş yaptık, Atak yaptık… Şimdi de F-16’lara ihtiyacımız var fakat bir yandan da yeni nesil savaş uçağımız Kaan’ı üretmek için çalışıyoruz.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım 1 Ekim’de Meclis açılıyor. Gündem çok yoğun tabii ki. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteriyle de görüştünüz. Pek çok görüşme yaptınız New York’ta. İsveç konusunda da pek çok sanıyorum ifade duydunuz. Acaba Ekim takvimi içinde Meclis’e İsveç var mı yoksa daha sonraki bir tarihe mi kalır?
Meclis’in bir yapısı var, başkanı var… Amerika’nın biliyorsunuz parlamentosu var, bizim de bir parlamentomuz var. Parlamentomuzun içerisinde de bir yapı var. Cumhur İttifakı olarak bizim de bir yapımız var. Cumhur İttifakı olarak aramızda tabii ki görüşmelerimizi yapacağız. Ona göre de parlamentoya müracaatımızı da bu arada yapıp, parlamentomuz nasıl bir takvim belirlerse, onu da orada takip edeceğiz. Bu konuyla ilgili olarak da Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Amerika Dışişleri Bakanı Antony Blinken’la da bazı görüşmeler yaptılar. Temenni ederim ki onlar da verdikleri söze sadık kalırlarsa bizim parlamentomuz da verilen söze sadık kalacaktır. Adımını da buna göre atacaktır.
SORU: Acaba onların verdikleri söz F-16 konusu mu?
SİZİN KONGRENİZ VARSA BİZİM DE PARLAMENTOMUZ VAR
Zaten İsveç’i F-16 ile bağlı hale getiriyorlar. Yani diyorlar ki bunu halledin. Kanada aynı şeyi yapıyor, Amerika da aynı şeyi yapıyor. Biz de diyoruz ki, “sizin kongreniz varsa bizim de parlamentomuz var.” Biz parlamentomuzu geri plana atamayız ki. Yani bizim şu anda Cumhur İttifakı olarak bir birlikteliğimiz var. Bu birlikteliğimiz içerisinde biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Netice itibariyle İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili kararı artık Türkiye Büyük Millet Meclisi verecektir. Meclisimiz bu konu ile ilgili her gelişmeyi en ince ayrıntısına kadar takip etmektedir. O kararı ne zaman vereceği de kararın ne olacağı da meclisimizin takdirindedir. Meclis’in gündemine konu geldiğinde kararın nasıl olacağını hep birlikte görürüz.