Elif Kırav Olayında Avukat Furkan Türkan ve Nisa Can’dan ‘Evdeki Ziyaretçiler Araştırılsın’ Talebi
Yazı: Sosyal medya fenomeni Elif Kırav’ın şüpheli ölümüyle ilgili soruşturma devam ederken, olayın şüphelisi olarak tutuklanan oyuncu Sevil Akdağ’ın avukatları, hukuki sürecin yanı sıra müvekkillerinin insani durumuna da dikkat çekerek önemli bir konuyu gündeme taşıdılar: bir annenin dramı ve 12 yaşındaki kızının yaşadığı travma. Henüz kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan medyada ve sosyal medyada “katil” ve “cani” gibi ağır ithamlarla hedef gösterilen Sevil Akdağ’ın, bu durumdan en çok etkilenen kişilerden birinin de 12 yaşındaki kızı olduğu vurgulandı. Avukatlar, bu tür yayınların çocuğun psikolojisi üzerinde yarattığı derin ve kalıcı etkilere dikkat çekerek, kamuoyundan ve medyadan daha hassas bir yaklaşım beklediklerini ifade ettiler.
Sevil Akdağ’ın avukatları Furkan Türkan ve Nisa Can tarafından yapılan kamuoyu duyurusunda, öncelikle трагический olay nedeniyle duyulan üzüntü dile getirilirken, ardından müvekkillerinin hukuki durumu ve ailesinin yaşadığı zorluklar ele alındı. Duyuruda özellikle vurgulanan nokta, Sevil Akdağ’ın 12 yaşında bir kız çocuğu annesi olması ve medyada çıkan asılsız ve suçlayıcı haberlerin bu çocuğu derinden etkilemesi oldu. Avukatlar, fotoğrafların ve videoların “katil” ve “cani” gibi etiketlerle paylaşılmasının, sadece Sevil Akdağ’ın değil, aynı zamanda küçük kızının da ciddi psikolojik sorunlar yaşamasına neden olabileceğini belirttiler.
Çocuk psikolojisi uzmanları, bu tür travmatik olayların çocuklar üzerindeki etkilerinin uzun süreli ve yıkıcı olabileceğine dikkat çekiyorlar. Annesinin bu şekilde suçlanması ve hedef gösterilmesi, 12 yaşındaki bir çocuk için anlaşılması zor ve başa çıkılması güç bir durum yaratabilir. Okulda, sosyal çevrede ve hatta evde bile damgalanma, dışlanma ve aşağılanma gibi olumsuzluklarla karşılaşma riski artabilir. Bu durum, çocuğun özgüvenini zedeleyebilir, kaygı ve korku düzeyini yükseltebilir, uyku ve yeme düzenini bozabilir ve uzun vadede ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir.
Avukatlar, kamuoyuna yaptıkları çağrıda, henüz soruşturma aşamasında olan bir dosyada kesin hüküm içeren ifadelerden kaçınılması gerektiğini ve masumiyet karinesine saygı gösterilmesinin önemini vurguladılar. Ayrıca, bir annenin ve çocuğunun yaşadığı bu zorlu süreçte daha anlayışlı ve hassas olunması gerektiğini belirttiler. Medyanın da yayın yaparken etik ilkeleri gözetmesi, spekülasyonlardan kaçınması ve çocuğun üstün yararını ön planda tutması gerektiği ifade edildi.
Sevil Akdağ’ın avukatlarının bu duyarlı çağrısı, sadece hukuki bir savunma olmanın ötesinde, insani bir dramı da gözler önüne seriyor. Bir annenin yaşadığı olay ve bunun masum bir çocuğun hayatı üzerindeki olası etkileri, kamuoyunun ve medyanın daha sorumlu davranması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Hukuki süreç devam ederken, masumiyet karinesine saygı göstermek ve özellikle çocuklar söz konusu olduğunda daha dikkatli ve özenli olmak, toplumsal bir sorumluluktur. Umulur ki, bu olay en kısa sürede aydınlatılır ve adaletin tecelli etmesinin yanı sıra, masum çocukların da en az zararla bu süreci atlatmaları sağlanır.