1991 yılında Uşak’ta doğdum ve çocukluğumun ve gençliğimin büyük bir kısmını bu şehirde geçirdim. Ancak hayat beni İstanbul’a taşıdı ve şu anda bu büyüleyici şehirde yaşıyorum. Burada bir oğlum ile birlikte, ailemizin sevgi dolu iki kedisi ve enerjik iki köpeği ile mutlu bir hayat sürüyoruz. İstanbul’un dinamik atmosferi ve sanat dolu sokakları beni sürekli olarak etkiliyor ve ilham veriyor.
Sanatla ilk tanışmam 2018 yılında gerçekleşti ve hayatımda devrim niteliğinde bir değişime yol açtı. Sanat benim için sadece bir hobi olmaktan çıkıp bir tutku ve yaşam tarzı haline geldi. Herhangi bir resmi eğitim almadan, kendi başıma öğrenme sürecine girdim ve kendi sanat tarzımı oluşturmak için çaba harcadım.
Başlangıçta çeşitli objeleri boyayarak sanat yolculuğuma adım attım. Ancak zamanla sadece boyama ile sınırlı kalmamanın ve kendimi daha fazla ifade etme ihtiyacının olduğunu fark ettim. Sanatın sınırlarının olmadığını keşfettim ve tamamen özgür bir şekilde yaratım yapabileceğimizi gördüm. Bu sebeple her eserimde farklı materyaller ve teknikler kullanarak benzersiz ve kişisel bir tarz geliştirmeye çalıştım.
Özellikle son birkaç yılda heykele olan ilgim arttı. Geleneksel kalıplara sığmayan, kurallara ve disiplinlere bağlı kalmayan bir tarzla heykel ve tablo birleşimi duvar heykelleri üretmeye başladım. Bu, benim sanat anlayışıma ve ifade tarzıma tam olarak uyuyordu ve beni daha da heyecanlandırıyordu.
Bu süreç boyunca birçok sergi, fuar ve müzayede etkinliğinde eserlerimle yer aldım. Bu platformlar benim için hem eserlerimi sergileme hem de diğer sanatseverlerle etkileşimde bulunma fırsatı sağladı. Sanat benim için sadece bir yaratım süreci değil, aynı zamanda kendimi ifade etme ve dünyaya bir mesaj iletmeme aracı haline geldi. Gelecekte de sanatla olan bağımı güçlendirerek, yeni keşiflere ve yaratımlara yelken açmayı umuyorum.