İsrail’in, Gazze’deki sivil alanlara yönelik saldırılarını meşrulaştırmak için “insandışılaştırma” stratejisini kullandığı belirtiliyor.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlatmasından sonra İsrail’in, Gazze’deki sivil alanlara yönelik saldırılarını meşrulaştırmak için “insandışılaştırma” stratejisini kullandığı belirtiliyor.
Londra Queen Mary Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi İsrailli Prof. Dr. Neve Gordon, siviller, sivil alanlar, hastalar, yaralılar, sağlık personeli ve korunan alanlara direkt veya dolaylı saldırıların genel olarak savaş suçu sayıldığını belirterek, İsrail’in Gazze’de elektrik ve suya erişimi engelleyerek de savaş suçu işlediğini söyledi.
İsrail’in Gazze’de yasaklı silah kullanması ve hastaneleri hedef almasının savaş suçu olduğunun altını çizen Gordon, şöyle devam etti:
“BARBAR, İLKEL, SAVAŞ KANUNUNU ANLAMAYAN BİR TOPLUM…”
“Devlet ordularının kendilerini ahlaki olarak görmeye çalıştıklarını düşünüyorum. Ahlak ordusu olmak için savaş kanunlarına uymak zorundasınız. İsrail’in yaptığı da eylemlerini savaş hukukuna göre yapıldığını gösterecek şekilde yorumlamak ve dolayısıyla bunun ahlaki olduğunu iddia etmek. İsrail’in ahlak iddiasını ortaya koymak için yaptığı da budur. İsrail aynı zamanda ahlaksız oldukları iddiasıyla Filistinlileri insandışılaştırıyor. Filistinliler barbar, ilkel, savaş kanunlarından anlamayan, sivil-savaşçı ayrımı yapmayan insanlar olarak ve dolayısıyla ahlaksız olarak tanıtılırken, İsrail’in de sivilleri korumaya çalıştığı iddia ediliyor. Gerçek şu ki İsrail, Filistinlilerden daha fazla sivil öldürüyor ve bu da İsrail’in ahlak iddiasındaki sorunları açığa çıkarıyor.”
SAVUNMA BAKANI “İNSANSI HAYVANLARLA SAVAŞIYORUZ” DEMİŞTİ
Gordon, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın “insansı hayvanlarla savaşıyoruz” ifadesinin işlenen savaş suçlarını meşrulaştırma stratejisine açık örnek olduğuna dikkati çekerek, İsrailli sosyal medya hesaplarında Filistinliler için yapılan “sıçan” veya “yılan” benzetmelerinin, sivillerin ölümünü meşrulaştırmak için onları insanlıktan çıkarma çabası olduğunu kaydetti.
“GAZZE ŞEYTANİ KÖTÜLÜK ŞEHRİ”
İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu’nun Gazze’nin “şeytani bir kötülük şehri olduğunu” ve “orada yaşayan 1 milyon 100 bin sivil Filistinlinin güneye gitmediği taktirde çatışmaya dahil olacağını” iddia edip savaş hukukunu manipüle etmeye çalıştığını aktaran Gordon, şu ifadeleri kullandı:
“Gazze Şeridi’nin su ve elektriğinin kesilmesi, 1 milyondan fazla Gazzeliye evlerini terk etme talimatı verilmesi ve Gazze Şeridi genelinde sivil bölgelerin yaygın şekilde bombalanması ‘soykırımsal misilleme’ niteliği taşıyor. Gazze halkının insan olarak gösterilmemesi, insansı hayvan, fare, şeytan şeklinde isimlendirilmesi soykırımsal şiddetin bileşeni. Tarihin bu anında yapmamız gereken aslında tüm bunları durdurmak.”
Gordon, çatışmalarda şiddetin azaltılmasının hedeflenmesi gerektiğinin altını çizerek, bunun yolunun yaşamını yitirenlerin birer insan olduğunu vurgulamaktan geçtiğini ifade etti.